Kadastroya İlişkin İtirazlar , Kadastro, bir yerin sınırlarının belirlenmesidir. Hak sahiplerine yapılan kadastro çalışmalarına dayanarak tapu senedi verilir. Bu sebeple mülkiyet hakkının korunması bakımından oldukça önemlidir. Hatalı yapılan kadastro çalışmaları sebebiyle, vatandaşların taşınmazlarının sınırlarının değiştiği ve çeşitli mağduriyetler doğmaktadır. Bu yazımızda kadastroya ilişkin itiraz ve dava süreçleriyle ilgili detaylı bilgi vereceğiz.
Kadastroya İlişkin itiraz Süreçleri
Kadastro çalışmalarına ilişkin; kadastroya çalışma alanına, kadastro tespitine ve kadastro tutanaklarına itiraz edilebilir.
Kadastro çalışma alanına karşı itiraz adı üzerinde kadastro çalışması yapılacak bölgeye itiraz edilmesidir. Bu itiraz 7 gün içerisinde kadastro müdürlüğüne yapılır. Kadastro müdürü 7 gün içerisinde itirazı karara bağlar. Kadastro müdürlüğünün kararına karşı da yine 7 gün içerisinde kadastro mahkemesine başvurmak mümkündür. Kadastro mahkemesinin vereceği karar kesindir.
Kadastro tespitine itiraz ise henüz kadastro çalışmaları sürerken yapılan itirazdır. Kadastro tutanağı düzenlendikten sonra kadastro ekipleri, işlerini bitirinceye kadar kadastro müdürlüğüne itiraz edilebilir. Ancak itirazın mutlaka belgeye dayandırılması gerekmektedir. Belgeye dayanmayan itirazlar kabul edilmez.
Kadastro tutanaklarına itiraz ise kadastro tespitleri ilana çıkarıldıktan sonra yapılır. Kadastro çalışması tamamlandıktan sonra kadastro tutanakları 30 gün boyunca kadastro müdürlüğünde ve kadastro yapılan yerin muhtarlığında ilan edilir. İlan ile ilgililere tebliğ edilmiş sayılır. İlan edilen kadastro tutanaklarına karşı itirazı olanlar 30 gün içerisinde mutlaka kadastro mahkemesinde dava açmalıdır.
30 gün içerisinde dava açılmadığı takdirde kadastro tutanakları kesinleşir. Kesinleşen kadastro tutanakları 3 ay içerisinde tapuya kaydettirilir.
Kadastro çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtları, işleme tabi olma özelliklerini kaybederler. Yani artık bu tapu kayıtlarına dayanarak işlem yapılamaz.
Kadastroya ilişkin yapılacak itirazlar için sınırlı süreler ve farklı usuller öngörüldüğünden sürecin uzman bir avukat eşliğinde yürütülmesinde büyük fayda vardır.
Kadastro Tespitine Karşı Kadastro Mahkemesinde Dava Açılması
Yukarıda da belirttiğimiz gibi kadastro tutanaklarının ilan edilmesinden sonra 30 gün içerisinde yapılan kadastro tespitlerine ilişkin itirazlarımızı kadastro mahkemesinde dava yoluyla öne sürebiliyoruz. Genelde arazilerin yanlış ölçüldüğü ve mülkiyet hakkı ihlallerine dayanarak itiraz davaları açılmaktadır.
Bu davalarda kadastro tespitini yapan idarenin davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir.
Peki kadastro mahkemesine dava açmak için 30 günlük süre kaçırıldığı takdirde ne olacaktır?
Böyle bir durumda kadastro tespiti kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde asliye hukuk mahkemesinde dava açmak mümkündür.
Kadastro Tespitine Dayanan Tapu İptal ve Tescil Davası
Kadastro mahkemesine dava açmak için 30 günlük süre kaçırıldığı takdirde kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde asliye hukuk mahkemesinde tapu iptal ve tescil davası açmak mümkündür. Bu davanın konusu kadastro tespitine itiraz olmayıp, kadastro tespiti sonucu yapılan tapu kaydının iptal edilmesidir. Dolayısıyla bu davanın davalısı artık kadastro çalışmasını yapan idare değil, tapu kaydında gözüken hak sahibidir.
Tapu Kadastro Davalarında Hak Düşürücü Süre
Tapu kadastro davalarında hak düşürücü süre, kadastro tutanaklarının ilan edildiği tarihten itibaren 10 yıldır. Bu süre hak düşürücü süre olduğundan, 10 yıl içinde kullanılmayan dava hakkı düşmüş olacaktır. 10 yıldan sonra kadastro kayıtlarına dayanarak dava açmak mümkün olmayacaktır.
10 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin İstisnası Var Mıdır?
Tapu kadastro davalarında 10 yıllık hak düşürücü sürenin 2 önemli istisnası vardır:
Bu istisnalardan birincisi; eğer dava açmaya hakkı olan kişi 10 yıl dolmadan vefat etmiş ise mirasçıları, 10 yıllık hak düşürücü süre engeline takılmadan tapu iptal ve tescil davası açabilirler.
İkinci önemli istisna ise daha evvel kadastro çalışması yapılmış yerlerle ilgilidir. Kadastro Kanunu gereği önceden kadastro ve tapulaması yapılmış yerlerin 2. Defa kadastroları yapılamaz. Yapılan bu 2. Kadastro çalışması hükümsüzdür. Dolayısıyla bir yerin, yapılan 2. Kadastro çalışması ile mülkiyetinin değiştiği durumlarda yolsuz tescil olacaktır. Yolsuz tescile karşı her zaman dava açmak mümkündür.